2021 yılı Avrupa Teknoloji Pazarı raporu her yıl olduğu gibi bu yılda Atomico tarafından oldukça güzel bir etkinlikle paylaşıldı. Avrupa teknoloji girişim ekosisteminin gelişimini bir çok boyutu ile gösteren rapordaki veriler oldukça ilgi çekici. Geçen yıl ile karşılaştırmak isterseniz bir önceki raporla ilgili linki buraya bırakıyorum, keyifli okumalar.
Rapordan kısa kısa;
Avrupa, 2021’de 100 milyar dolarlık rekor bir sermaye yatırımı yapılacağı belirtiliyor. Bu rakam Atomico’nun 2015 te yayınladığı ilk rapordaki yatırım tutarının 10 katı.
98 yeni unicorn (değeri 1 Milyar Usd nin üzerinde olan şirketlere verilen isim) ile ABD ile yarışır durumda gelmiş. Decacorn (değeri 10 Milyar Usd’yi geçen şirketlere verilen isim) sayısı da 26’ya çıkmış! 2020 de decacorn sayısı 12, yani bir yılda iki kattan fazla artmış.
Avrupa, teknoloji pazarına, sadece 8 ayda 1 trilyon dolar büyüdüğü ve toplam teknoloji pazarının 3 trilyon usd olacağı belirtiliyor!
2021 yılında yapılan yatırımların %11’i, 10 milyar usd planet positive olarak gruplandırılan temiz enerji ve iklim sorunlarına çözüm üreten şirketlere yapılmış.
Küresel teknoloji pazarının sadece %7 si Avrupa’da. Ayrıca Avrupa lı teknoloji şirketlerine yapılan yatırımın %50 sinin ABD’li yatırım şirketleri tarafından yapıldığı belirtiliyor. Avrupa yeni Slikon Vadisi olabilir, hatta daha fazlası!
Yatırımların hala çok düşük bir kısmı kadın girişimcilere gidiyoar. 2021’de toplam yatırımın sadece %1,1’i kadrın girişimcilere gitmiş.
Avrupa düzeyinde, kişi başına yatırılan sermayenin zımni seviyesi 2021’de önemli ölçüde artarak 2020’de 170 dolardan bu yıl 269 dolara yükselmiş. Kişi başına en yüksek yatırım seviyeleri, tipik olarak Avrupa teknolojisinde en gelişmiş yerel ekosistemler arasında sayılan ülkelerde. İsveç en üst sıradaki yerini korumaya devam ederken, onu Estonya ve Birleşik Krallık takip ediyor. Bu rakam Italya’da ise 41 Usd.
Girişimci faaliyetin ve yatırım akışlarının temelini oluşturan çark, Avrupa’nın en gelişmiş teknoloji merkezlerinde en hızlı şekilde dönüyor. Sonuç olarak, bu merkezler, büyük büyüme döngülerini artıran en fazla sayıda ölçek büyütmeye ev sahipliği yapmaktadır. Bu, Avrupa’da yatırılan toplam sermayenin artan payını oluşturan toplam sermayeye göre (Londra, Berlin, Stockholm, Münih ve Paris) en büyük beş merkezle sonuçlanır. Aslında, yalnızca bu beş şehir, 2017’de %49’dan 2021’de bölgeye yapılan toplam yatırımın %54’ünü alan şirketlere ev sahipliği yapıyor. İlginç bir şekilde, toplam anlaşma sayısındaki payları aynı dönemde düştü. Şu anda ilk beşte olmayan şehirlerin gelecekteki şirket grupları arasında artan bir finansman payını hesaba katma potansiyeli.
Londra’nın Avrupa’nın önde gelen teknoloji merkezi olarak konumu – yatırılan toplam sermaye ile ölçüldüğünde – 2021’de daha da pekiştirildi. Şehir, 2021’in ilk dokuz ayında 18,4 milyar dolar topladı: ikinci sırada Berlin’de toplanan miktarın 2,6 katı. Ancak tüm Avrupa’da, teknoloji merkezleri eşi görülmemiş bir hızda yatırım ölçeği seviyeleri gördü. Örneğin Berlin, yatırım seviyelerinin yıllık bazda %150 arttığını görerek Londra’nın arkasındaki konumunu yeniden ele geçirdi. 2021’in ilk üç çeyreğinde toplam 11 şehir şimdiden 1 milyar doları aştı ve bu sayının yıl sonuna kadar 20’yi geçmesi muhtemel. Karşılaştırıldığında, 2020’de sadece dört Avrupa şehri bu kilometre taşını aştı. Mega turların etkisi de sıralamada görülebiliyor ve bazı şehirleri tek bir aykırı şirket bazında ilk 20’ye itiyor.
Girişim kurucuları ve üst düzey liderler, konumla ilgili her düşüncede azalan bir önem görüyorlar. Fiziksel bir ofis konumuna sahip olmanın önemi, çalışanların yerinin değiştirilmesi ve yatırımcılara yakınlık ile ilgili önemi n azaldığı belirtiliyor.
Daha yerleşik, büyüme aşamasındaki şirketlere artan yatırım seviyeleri, Avrupa’nın en gelişmiş teknoloji ekosistemleri lehine finansman ayrımını genişletti. Birinci ve ikinci çeyrek ülkelerdeki kişi başına yatırım seviyesi, 2021’de önceki yıllara kıyasla önemli ölçüde yükselirken, bu, alt çeyreklerdeki ülkelere yapılan yatırım modelleriyle yansıtılmadı. Üst ve ikinci çeyrekler çoğunlukla Kuzey ve Batı Avrupa ülkelerinden oluşurken, alt iki çeyrekte ağırlıklı olarak Güney ve Doğu Avrupa’dan gelen ülkeler yer almaktadır.
Son beş yılda kümülatif bazda, Birleşik Krallık teknoloji şirketlerine yatırılan toplam sermaye miktarı neredeyse 75 milyar dolara ulaştı. Bu, ikinci ve üçüncü sırada olan Almanya ve Fransa’ya yatırılan sermaye miktarının iki katından fazladır.
Yatırım yapılan sermaye açısından ilk beş ülke 2020’den bu yana değişmedi. Bununla birlikte, ilk 20’nin geri kalanında, 2021’deki önemli VC sermayesi girişi sıralamayı sarsmaya hizmet etti: İspanya, İsviçre’yi geçerek altıncı sıraya yerleşirken İrlanda yatırılan sermayede %5’lik bir düşüşün ardından ilk ondan düştü. İtalya, GSYİH açısından Avrupa’nın dördüncü en büyük ekonomisi olmasına rağmen, aynı zamanda yatırım yapılan ilk 10 ülkenin dışında kalmıştır. Mega turların etkisi de sıralamalarda fark edilebilir. Vinted’in 200 milyon$’ı Litvanya için önemliydi ve Rohlik’in artırdığı 100 milyon$+’lık iki tur, Çek Cumhuriyeti’ndeki finansman tablosunu güçlendirdi.
Alt-bölgesel düzeyde VC yatırım düzeylerinin analizi, bölgesel düzeydekilerden çok daha çarpıcı farklılıklar ortaya koymaktadır. En çok göze çarpan şey, Orta ve Doğu Avrupa’daki fonların sağladığı düşük VC ateş gücü seviyesidir. Bu alt bölge, Avrupa GSYİH içindeki %10’luk ve Avrupa nüfusunun %27’lik payına rağmen, Avrupa’daki tüm fonların sadece %5’ini oluşturmaktadır.
Yerel VC finansmanının olmaması, Orta ve Doğu Avrupa’dan birçok başarı öyküsünün ortaya çıkmasını engellemedi. Bu bölgeler artık UiPath ve Yandex gibi decacornlar da dahil olmak üzere 28 unicorn’a ev sahipliği yapıyor. İnanılmaz girişimci yetenek sıkıntısı olmadığı açıkken, bölgenin önde gelen şirketleri büyümelerini finanse etmek için alternatif yollar bulmak zorunda kaldılar. Aslında, bölgedeki toplam tek boynuzlu atların payı olarak VC destekli olmayan tek boynuzlu atların sayısı, Avrupa’nın geri kalanından neredeyse beş kat daha fazladır. Orta ve Doğu Avrupa’daki tek boynuzlu atların %31’i risk sermayesi artırmazken, Avrupa’nın geri kalanının toplamı sadece %7’dir. Orta ve Doğu Avrupa’daki esnek yeteneklerin, daha olgun özel sermaye piyasalarına erişimi olmamasına rağmen başarılı olduğu açıktır.
Dealroom’a göre, kıtadaki doğrulanmış teknoloji şirketlerinin toplam sayısı şu anda 175.000’in üzerindeyken, Avrupa’daki startup faaliyetlerinin ölçeği artmaya devam ediyor. Kişi başına bazda Estonya, teknoloji girişimleri için bölgenin en girişimci ülkesi olarak liderlik konumunu koruyor ve onu İzlanda ve İrlanda izliyor. Bu metodoloji, genel girişimcilik faaliyeti açısından ilginç bir ülke sıralaması sağlar ve Estonya’nın teknoloji girişimleri için en girişimci Avrupa ülkesi olarak devam eden liderliğini vurgular.
Avrupa teknoloji ortamının değişimi, işletmeler arası (B2B) odaklı şirketlerin artan önemine de yansıyor. Avrupa teknolojisi başlangıçta itibarını tüketici odaklı (B2C) teknoloji ürünleri ve hizmetlerinde oluşturmuştur, ancak B2B yazılımının son zamanlardaki yükselişi, bölgenin küresel kurumsal yazılım pazarındaki etkisini ve alaka düzeyini değiştirmiştir. Geçen yılın raporunda, VC destekli kurumsal Unicorn sayısının, tüketici Unicorn sayısını ilk kez aştığını ve yılı 54:53 oranında kapatırken, raporun yayınlandığı tarihte, bu oran 106:87’ye ulaşmış.
Atomico’nun hazırladığı Avrupa Teknoloji Pazarı 2021 raporuna erişmek için bu adresi “https://stateofeuropeantech.com/” kullanabilirsiniz.
Avrupa teknoloji pazarındaki 1 yıl içindeki değişim inanılmaz. Raporu detaylıca incelediğinizde bu gelişimin gelecek yıllarda katlanarak artacağını rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz.
Her zaman dediğim gibi “tek satır kod dünyayı değiştirir” bizim bu bir satır kodu yazacak gençleri yetiştirmemiz gerekiyor.
İlham alınması dileğiyle.
Bektaş Özkan
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.