
İş hayatında Şüpheleri Kararlılığa Dönüştürmek önemli bir liderlik gerektirir. Sizden bir iştenir ve bir süre sonra teslim etmeniz beklenir. Siz çalışır çalışır çalışırsınız. İşin teslim zamanı yaklaştığında yaptıklarınız size yeterli gelmez bir uzatma istersiniz. İlk uzatmayı alır çalışmaya devam edersiniz, uzatma sonuna doğru hala içinizde bir endişe vardır ve acaba eksik bir kısım kalmış mıdır? Siz Şüpheleri Kararlılığa Dönüştürmek zorunda kaldınız mı? Aşağıda kendi iş hayatımda ve Steve Jobs’ın Macintosh’u piyasaya süremesi sürecinde yaşadığı örnek Şüpheleri Kararlılığa Dönüştürmek konusunda örnek olayları bulacaksınız.
En Kötü Karar Kararsızlıktan Daha İyidir
Çok büyük bir veri merkezi taşıma projemiz var ve uzun zamandır planlama yapıyoruz. Tüm detayları ekibimle çalıştık, hangi müşterilerimizin hangi sistemleri hangi sırayla taşınacağına, taşıma sırasında bir sorun olursa yedek sistemlerin planlanmasına, taşınacak sistemlerin yeni veri merkezinde nereye konacağına kadar bir çok detay çalışıldı, planlandı. Ekip olarak kendimizi hazır hissediyoruz ancak nihai taşıma zamanı konusunda kesin bir tarih söyleyemiyoruz. Bu hafta da çalışalım,… sürekli bir erteleme modundayız.
Haftalık toplantımızda genel müdürümüz ne zaman taşınacağımızı sordu ve benden net bir tarih alamayınca kendisi bir tarih söyledi ve bu tarihte taşınıyoruz dedi. Alınması zor gibi görünen bir karar alınmış ve açıkçası rahatlamıştım. Kararı ekibimle paylaştım bir kaç kişi itiraz eder gibi olmuştu ancak uzun süredir hazırlandığımız bir süreçte ben dahil hepimiz aslında hazır olduğumuzu biliyorduk. Son dakika bazı eksiklikler çıkabilir ancak bunlar nispeten küçük sorunlar olacak ve o zaman zarfında çözülebilir konular olacaktı.
Ve taşıma sorunsuz bir şekilde hatta beklediğimizden daha bir kısa sürede gerçekleşti. Pazartesi tüm sistemler planlandığı gibi sorunsuz açıldı ve müşterilerimiz sorunsuz işlerine devam ettiler.
Taşınma zamanı konusundaki kararsızlığımız ve şüphelerimiz, genel müdürümüzün bizi zorlaması ile aslında kararlılığa dönüşmüş oldu.
Zor Kararlar
Bir müşterimizin sistemlerinin yönetimi için teklif verdik ve müşterimizin teklifi kabul etmesini bekliyoruz. Normal olarak teklifimiz kabul edildikten sonra sistemlerin yönetimi için gerekli bir hizmetin devreye alınması sürecinin çalıştırılması gerekir. Bu süreçte; sistemlerin envanteri, konfigürasyonları ve varsa özel bilgiler kullanıcı adları ve şifreler gibi bilgiler bir yada bir kaç toplantıda müşteri tarafından sistem yöneticilerimize anlatılması ve yazılı kayıt altına alınması gerekir.
Hafta ortası müşterimizden teklif kabul onayı geldi. Ancak hizmetin devreye alınması için gerekli detaylı bilgilendirme toplantısı yapamadan cuma günü sistemlerin kullanıcı adı ve şifrelerini teslim alarak yönetim sorumluluğu bize geçmesi gerekti, daha da ilginci takip eden hafta bayram tatili. Kolay olan müşterinin bu yaklaşımını kabul etmeyerek hizmeti başlatmamak olurdu. Bu durumda müşterimiz oldukça zor bir durumda kalacak ve işlerinde aksamalar yaşayabilecekti.
Durumu ekibimle paylaştığımda mevcut duruma yeteri kadar hakim olmadan bu sorumluluğu almak istemediler. Kendilerine, haklı olduklarını ancak sahip oldukları yetkinlik ve tecrübe ile bu süreci sorunsuz atlatacağımıza inandığımı belirttim. Ayrıca gerekmesi durumunda dışardan da destek alabilecekleri konusunda kendilerine açık çek verdim. Hizmetin sorumluluğunu aldık takip eden bir hafta bayram tatili süresince sorunsuz bir şekilde sistemlerin yönetimini gerçekleştirdik. Tatil sonrasında hizmetin devri için gerekli bilgileri aldık.
Bu yaklaşımımızla müşterimiz farklı konularda dahil olacak şekilde uzun yıllar hizmet aldı. Bu örnekte aldığım kararla ekibim tarafından çok eleştirildiğimi de belirtmem gerekir. Her zaman sevilen lider olamazsınız, bazı durumlarda sevilmeseniz de o kararları almanız gerekir. Bir önceki örnekte de genel müdürümüzün kararı eleştirilmişti ekibimiz tarafından.
Steve Jobs – Şüpheleri Kararlılığa Dönüştürmek

Aşağıdaki örnekte ise Steve Jobs yazızlım geliştirme ekibinin Şüphelerini Kararlılığa Dönüştürmek için nasıl bir formül kullandığını göreceksiniz.
Macintosh’un piyasaya sürülmesine bir haftadan az bir süre kala geliştiriciler Jobs’a 2 haftaya daha ihtiyaçları olduğunu ve bunu veremeyeceğini söylediklerinde Jobs onların dünyasını bakın nasıl değiştirmiş?
Bu durum, Jobs’un Ocak 1984’ün başlarında, Macintosh’un piyasaya sürülmesine bir haftadan az bir süre kala, Macintosh’un baş programcılarının teslim tarihine yetişemeyeceklerini anladıkları zaman aldığı korkunç bir uyarı ile ilgilidir.
İki haftaya daha ihtiyaçları olduğuna karar verdiler.
Bir sorundan ziyade bir çözüm sunmayı tercih eden insanlar olarak Jobs’a zaman sıkıntısından bahsettiler ve ilk Macintosh bilgisayarları, Macintosh’un kodunun kısa süre sonra güncellenebilecek küçültülmüş bir demo sürümüyle birlikte göndermeyi önerdiler.
Jobs o sırada New York’taydı ve geliştiricilerle bir Pazar konferans görüşmesi ayarladı. Onları dinledi ve sonra basitçe hayır dedi.
Bir duraklama oldu. Jobs sinirlenmedi; bunun yerine soğuk ve kasvetli bir tonda konuştu. Onlara gerçekten harika olduklarını söyledi. Hatta o kadar harikaydılar ki, bu işi başarabileceklerini biliyordu. “Zamanı uzatma imkanı yok,” diye ilan etti. Toplu bir nefes alış verişi oldu.
Ardından Jobs arka arkaya üç cümle söyledi. Apple’ın kurucu ortağının “gerçeklik çarpıtma alanı” olarak adlandırılan örneklerinden bu cümleyi kurdu:
“Siz bu iş üzerinde aylardır çalışıyorsunuz, birkaç hafta daha çalışmanız çok fazla bir fark yaratmayacak. Bunu aşsanız iyi olur. Kodu pazartesiden itibaren bir hafta içinde, üzerinde isimlerinizle birlikte göndereceğim.”
Gerçeklik Çarpıtma Alanı
Gerçeklik çarpıtma alanı, bir liderin çevresindeki insanları ilk bakışta imkansız görünen görevleri başarıyla tamamlama olasılığına ikna edebilmesi olgusunu ifade eder.
Geliştirme ekibi toplantıdan sonra başka seçenekleri olmadığını fark etti; yazılımı bitirmek zorundaydılar. Bu nedenle, son birkaç gün boyunca “çikolata kaplı büyük bir espresso çekirdeği torbasını” tüketme detayı da dahil olmak üzere neredeyse bir hafta boyunca tüm gece çalıştılar.
Ertesi sabahın erken saatlerinde her şeyi tamamladılar, Jobs sabah 8:30’da imzalamak için geldi ve programcılar bir hafta sonra ilk kez ofisten ayrılırken, “Apple’ın Fremont fabrikası Macintosh’un renkli çizimleriyle süslenmiş kutuları piyasaya sürmeye başladı.”
Jobs’un söylediklerinin çalışanlarının şüphelerini neden yeniden çerçevelendirdiğini ve kararlılığa dönüştürdüğünü hızlıca incelemeye değer. Burada üç unsur var:
Birincisi, deneyimi yeniden çerçeveledi. İlk cümle kodlayıcıların hissettiği zaman sıkıntısını alıp tersine çevirdi: ne kadar az zaman kaldığına değil, ne kadar çok zaman geçtiğine ve başardıklarına odaklandı.
İkinci olarak, duyguyu yeniden çerçevelemiş. “Bunu aşabilirsin”, duyguların yerine eyleme geçme tonunu belirliyor.
Son olarak, sonucu yeniden çerçeveledi. Programcılar toplantıya, zaman çizelgesinin değiştirileceğini varsayarak gelmişlerdi, ancak Jobs onlara hazır olsun ya da olmasın kodlarını kendi adlarıyla göndermeyi planladığını söyledikten sonra, son teslim tarihine uymak için yeteneklerini kullanmak için ilham aldılar.
Sevilmek ve lider olmak
Bu örnekler herkes için ya da her durumda işe yaramayabilir. Ve bu ekiplerdeki kişiler liderlerini severek ya da onunla başka bir proje yapmak isteyerek ayrıldıklarından emin olamayız. Ancak bazen liderlik sevilmek anlamına gelmez; liderlik etmek anlamına gelir.
Bir lider olarak, ekibinizin zamanını ve çabasını haklı çıkaracak kadar önemli bir hedefi ifade edebiliyorsanız ve onlara gerçekten inanıyorsanız, bazen onları yapabileceklerini düşündüklerinden daha fazlasını başarmaya zorlamaktan başka gerçek bir seçeneğiniz yoktur.
1984 yılında Steve Jobs’un Macintosh’u tanıttığı video linki:
Kaynak: