Bilim insanları, dünya çapındaki radyo teleskoplarının, evren boyunca yankılanan belirgin bir uğultuyu yakaladığını ve bu uğultunun en olası kaynağının, erken evrende birleşen süper kütleli kara delikler olduğunu tespit ettiklerini açıkladılar. 29 Haziran’da yapılan bu açıklama yılın en önemli astronomik keşfi olduğu belirtiliyor. Tüm Astronomi ve Fizik dünyası bu keşfi konuşuyor.
Dünya çapındaki radyo teleskopları, evren boyunca yankılanan belirgin bir uğultuyu yakaladılar. Bu uğultunun en olası kaynağı, erken evrende birleşen süper kütleli kara deliklerdir. Bu kara delik çiftleri, evrenin 10 milyar ışık yılı uzaklığındaki eski galaksilerin merkezlerinde bulunabilir ve uzay-zamanın dalgalanmasına neden olabilirler.
Kuzey Amerika Nanohertz Gözlemevi Yerçekimi Dalgaları (NANOGrav) işbirliği, bu çabayı yöneten bir grup. Her bir süper kütleli kara delik çifti farklı bir nota üretiyor ve bizim aldığımız şey, tüm bu sinyallerin toplamı.
NANOGrav, veri toplamaya başladıktan 15 yıl sonra bu bulguları sundu. Bilim insanları, şimdiye kadar elde edilen sonuçların Albert Einstein’ın genel görelilik teorisine uygun olduğunu söylüyorlar. Daha fazla veri toplandıkça, bu kozmik uğultu, evrenin mevcut yapısının nasıl elde edildiğini anlamamıza ve Büyük Patlama’dan hemen sonra var olmuş olabilecek egzotik madde türlerini belki de ortaya çıkarabilir.
Bu bulgular, yerçekimi dalgalarının varlığının ilk kanıtlarını sunuyor ve bu, evreni gözlemlemek için tamamen yeni bir yolun başlangıcıdır. Yerçekimi dalgaları, herhangi bir dönen nesne tarafından oluşturulur ve geçtikleri herhangi bir gök cisminin arasındaki mesafeyi bozarlar.
Yerçekimi dalgalarının keşfi, ilk olarak 2016’da LIGO işbirliği tarafından duyurulmuştu; bu buluş, Einstein’ın genel görelilik teorisini evrenin doğru modeli olarak sağlamlaştırdı ve proje kurucularına 2017’de Nobel Fizik Ödülü’nü kazandırdı.
Bu çalışmada yer alan araştırmacılar ise, her yerden bir anda gelen çok daha düşük frekanslarda- bir milyarda bir hertz, işitilebilir aralığın çok altında- bir uğultu arıyorlar. Bu uğultu, “süper kütleli kara delik ikililerinin kozmik birleşme tarihinden yüz binlerce, belki de bir milyon, örtüşen sinyallerden gelebilir” diyor Dr. Mingarelli.
Bu sinyal, hızla dönen yıldızlar olan pulsarların davranışını inceleyerek keşfedildi. Pulsarlar, radyo dalgalarının ışınlarını yayarak kozmik saatler gibi davranır. Einstein’ın genel görelilik teorisine göre, yerçekimi dalgaları pulsarların geçtiği yerde, bu nesneler ve Dünya arasındaki mesafeyi genişletip daraltmalı ve radyo sinyallerinin gözlemcilere ulaşma süresini değiştirmelidir.
NANOGrav ekibi, sonuçları resmi olarak duyurmak için bir basın toplantısı düzenledi. Bu gözlemler, statik bir evren algısını kırıyor ve yerçekimi dalgalarının kozmik senfonisiyle dolu bir evreni ortaya çıkarıyor.
NANOGrav ekibi, yerçekimi dalgaları işbirliklerinden dünya çapında toplanan tüm verileri analiz etmek üzerinde çalışıyor. Bu, 115 pulsardan yaklaşık 25 yıllık ölçümleri içeriyor. Bu sonuçlar bir yıl içinde açıklanacak ve Dr. Siemens, bunların 5-sigma keşif seviyesini aşmasını bekliyor.
Ancak yerçekimi dalgası arka planının kaynağını doğrulamak birkaç yıl daha sürebilir. Araştırmacılar, verilerini evrenin haritalarını oluşturmak ve süper kütleli bir kara delik ikilisinden gelen yoğun, yakın yerçekimi dalgası sinyallerini gösteren bölgeleri aramak için kullanmaya başladılar. Bu, Dr. Mingarelli’nin galaktik jetler, kozmik ipler veya solucan delikleri gibi daha egzotik fenomenleri aramak için dört gözle beklediği yerdir.
Bu, kozmik mikrodalga arka planının 1960’lardaki keşfiyle karşılaştırılabilir, bu da fizikçilerin evrenin erken dönemi hakkındaki bilgilerini dönüştürmüştür. NANOGrav işbirliği üyesi Maura McLaughlin, araştırmanın bir sonraki aşaması hakkında heyecanlıydı. “Beklenmeyeni bekliyoruz” dedi. “Tek yapmamız gereken dinlemeye devam etmek.”
Kaynak:
Konuyla ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz Barış Özcan ve Evrim Ağacı’nın konuyla ilgili videolarını izlemenizi öneririz.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.