Lung-gom-pa Nedir?

Lung Gom Pa Nedir
Kredi: https://www.inprnt.com/gallery/ciaranmurphy

Lung-gom-pa tanımı ile Yürümenin Felsefesi kitabında karşılaştım. Lung-gom-pa ile ilgili yaptığım araştırma ve okumaları da sizlerle paylaşmak istedim. Keyifli okumalar.

Lung-gom-pa Nedir?

Lung-gom-pa, Tibet Budizm’inde bir uygulayıcının günlerce hiç durmadan olağanüstü bir hızla koşmasını sağladığı söylenen ezoterik bir beceridir. Bu teknik Hiei Dağı’ndaki Kaihōgyō rahipleri ve Japonya’daki Shugendō uygulayıcıları tarafından uygulanan teknikle karşılaştırılabilir. Efsaneye göre, lung-gom-pa koşucuları hiç dinlenmeden 48 saat koşabilir ve tek bir günde 200 mil (~323 km) yol kat edebilirlerdi.

Bu insanüstü dayanıklılık seviyesine ulaşmak için lung-gom-pa koşucuları yoğun bir ruhani eğitimden geçerlerdi. Ancak amaçları yarış kazanmak değil, Japonya’daki Maraton Keşişlerine benzer şekilde ruhani aydınlanmanın peşinden gitmekti.

Batılılar 20. yüzyılın başlarında uzak Tibet’e akın ettiklerinde, lung-gom-pa eğitimi yalnızca iki manastırda veriliyordu: Nyang-to Kyi-phug (Shigatse yakınlarında) ve Samding. Almanya doğumlu bir Budist keşiş olan Lama Anagarika Govinda, 1947’de Tibet’te yaptığı seyahatler sırasında Nyang-to Kyi-phug manastırını ziyaret etmiştir.

Bir lung-gom-pa’nın eğitim süreci

Anāgarika Lāma Govinda’nın The Way of the White Clouds (Beyaz Bulutların Yolu) adlı anı kitabından.

Govinda, bir lung-gom-pa adayının manastıra adı da dahil olmak üzere önceki yaşamına dair tüm iddialarından vazgeçmiş olarak girdiğini yazar.

Mutlak anonimlik eğitim için bir ön koşuldur. Aday kabul edilirse, üç ila dokuz yıl boyunca basit bir meditasyon inziva evine kapatılır.

İnzivada geçirdiği süre boyunca hiçbir insanla temas kurmasına izin verilmez. Yiyecek ona duvardaki küçük bir açıklıktan verilir. Günlerini meditasyon yaparak, ilahi söyleyerek ve derin nefes alarak geçirir.

Fiziksel egzersiz için odasını adımlıyor ve havada durma sanatını ya da bugün bilinen adıyla “yogik uçuşu” uyguluyor. Bağdaş kurarak oturur, ciğerlerini derin bir nefesle doldurur ve ardından ellerini kullanmadan havaya sıçrar. Bu egzersizi defalarca tekrarlar. Zaman geçtikçe nefesini ve hareketini derinlemesine sentezleyebilmektedir.

Öngörülen süre kadar yıl geçtikten sonra, lung-gom-pa inzivadan çıkarılır. Govinda bu noktada lung-gom-pa’nın “o kadar hafif ve ince hale geldiğini … yere neredeyse hiç değmeden dörtnala koşan bir atın hızıyla hareket edebildiğini” yazar.

Artık bir “Maheketang” olarak hizmet etmeye hak kazanmıştır. Eski bir Tibet efsanesine göre, ülkeye musallat olan ruhani iblisleri toplamak için her yıl ülkenin uzak köşelerine bir koşucu gönderilmesi gerekir.

Böyle bir koşucuya Maheketang denir ve Samding veya Nyang-to Kyi-phug manastırlarındaki lung-gom-pa koşucuları arasından seçilir.

Maheketang her yıl Kasım ayında yola çıkar ve Tibet’in orta kesimini altı haftada geçer. Maheketang şeytanları kendisiyle birlikte manastıra dönmeye davet eder ve burada dini bir ayinle bastırılırlar.

Hiç durmadan 48 saat koşmak mümkün olabilir mi?

Lung Gom Pa Nedir
Lung-gom-pa (lunggompa) tekniğini kullanarak Tibet platosunda yürüyen bir Tibetli keşişin mevcut birkaç siyah beyaz fotoğrafından biri. (Tarih: 1949 yılından önce) Kredi: Jelínek, Marian a Kuchař, Jiří. “Kendinizi bilin: beden, ruh ve zihnin sırrı”. Prag: Eminent yayınevi, yıl: 2006. 214 sayfa, bölüm: „Silent Walkers“, sayfa 108 – 111, fotoğraf 109. sayfadan, ISBN 80-7281-247-5 .

Bir lung-gom’un Batı’ya ulaşan ilk görgü tanığı muhtemelen Alexandra David-Neel‘in Tibet’te Mistikler ve Büyücüler adlı ünlü kitabında verdiği grafik tasvir olduğunu belirtiyor Anāgarika Lāma GovindaThe way of the White Clouds” isimli kitabında.

Bir gün, geniş bir masa arazisinden geçerken, uzakta hareket eden siyah bir nokta fark etmiş, bu da onda merak uyandırmış, çünkü ıssız bir bölgede seyahat ediyormuş ve neredeyse iki haftadır hiçbir insanla karşılaşmamış.

Sahra gözlüğü, hareket eden nesnenin ‘alışılmadık bir yürüyüşle ve özellikle de olağanüstü bir hızla ilerleyen’ bir adam olduğunu ortaya çıkardı.

Adam yaklaştığında, son derece sakin ve vurdumduymaz yüzünü ve bakışlarını uzayda yüksek bir yerde bulunan görünmez uzak bir nesneye sabitlemiş açık gözlerini net bir şekilde görebiliyordu.

Adam koşmuyordu. Kendini yerden kaldırmış, sıçrayarak ilerliyor gibiydi. Sanki bir topun esnekliğine sahipmiş ve ayakları yere her değdiğinde geri tepiyormuş gibi görünüyordu. Adımları bir sarkaç gibi düzenli atıyordu.

Yukarıda bahsettiğim deneyimimden birkaç yıl sonra bu anlatıyı okuduğumda, hemen aklıma Pangong Gölü kıyısında yaşadıklarım geldi.

Anlattıkları benim yaşadıklarımla birebir örtüşüyordu. Lung-gom sanatına yeni başlayanlara genellikle zihinlerini sadece zihinsel olarak görselleştirilmiş bir nesneye, yani hareket etmek istedikleri hedefe sabitlemeleri değil, aynı zamanda gözlerini belirli bir yıldıza sabit tutmaları tavsiye edilir, bu da bazı durumlarda hipnotik bir etki yaratıyor gibi görünmektedir. Bu ayrıntıda bile farkında olmadan kurallara uymuştum ve vücudun ağırlığının artık hissedilmediği ve ayakların kendi içgüdüleriyle donatılmış gibi göründüğü, görünmez engellerden kaçındığı ve dayanak noktaları bulduğu bir duruma açıkça ulaşmıştım ki böyle bir hareketin hızında ve gecenin karanlığında bunu ancak durugörü sahibi bir bilinç tespit edebilirdi.

Alexandra David-Neel, bir tür anestezinin yoldaki taşlara ya da diğer engellere çarpmanın yaratacağı hisleri öldürdüğünü düşünüyor. Ancak durum böyle değil gibi görünüyor, aksi takdirde lung-gom-pa daha sonra ayaklarını morarmış ve şişmiş bulurdu ki kendi deneyimlerimden öğrendiğim kadarıyla durum böyle değil. Bunun, kişiyi yolundaki engellerin farkında tutan normal bilincin bir kalıntısından kaynaklandığı görüşüne de katılamıyorum. Tam tersine, trans yürüyüşçüsünün dokunulmazlığını ve hareketlerinin içgüdüsel kesinliğini sağlayan şey normal bilincin müdahale etmemesidir. Normal bilince ani uyanıştan daha büyük bir tehlike yoktur. İşte bu nedenle lung-gom-pa konuşmaktan veya etrafına bakmaktan kaçınmalıdır çünkü en ufak bir dikkat dağınıklığı transının bozulmasına neden olur.

Lung-gom-pa ruhani hazırlık süreci

Lung-gom’un daha derin anlamı maddenin zihin tarafından yönetilebilmesidir. Hazırlık egzersizlerinin esas olarak ruhani olması, yani sıkı bir inziva ve belirli temel güçler ve onların görselleştirilmiş sembolleri üzerinde zihinsel konsantrasyondan oluşması, mantraların okunması ve doğal işlevleriyle bu güçlerle ilişkili olan bedenin belirli psişik merkezlerinin (çakra) uyandırılması ve aktive edilmesiyle gösterilir.

Tıpkı ‘psişik ısı’ üretimiyle sonuçlanan tum-mo uygulamalarında (referans için Tibet Mistisizminin Temelleri’ne bakınız), üstadın ‘ateş’ unsuruna karşılık gelen psişik merkezinde ve onun tüm fenomenal ve özsel nitelikleri ve psişik etkileri üzerinde yoğunlaşması gerektiği gibi, lung-gom durumunda da üstadın yaşamsal unsur havanın tüm fenomenleri, veçheleri ve işlevleri üzerinde yoğunlaşması gerekir.

Gom (sgom) meditasyon, tefekkür, zihnin ve ruhun belirli bir konu üzerinde yoğunlaşması ve aynı zamanda özne ile nesnenin tam bir özdeşleşmesi gerçekleşene kadar zihnin tüm özne-nesne ilişkilerinden kademeli olarak boşaltılması anlamına gelir.

Lung (Hun) hem ‘hava’nın temel halini (Skt: vāyu) hem de süptil yaşamsal enerjiyi ya da psişik gücü (Skt: Prāṇa) ifade eder. Tıpkı Yunanca ‘pneuma’ kelimesinin ‘hava’ anlamına gelebildiği gibi ‘ruh’ anlamına da gelebilmesi gibi, akciğer de ‘hava’ elementine ve nefes alma süreci ve hareket yetisi ile örneklendiği gibi yaşamsal prensibimizin maddi tarafını temsil eden bedensel işlevlere ve çeşitli bilinç durumlarıyla sonuçlanan psişik enerji akımlarına uygulanabilir.

Gom ile birlikte kullanıldığında, lung kelimesi yalnızca zihnin daha ince güçleri aracılığıyla insan bedeninin yaşamsal işlevlerinin kontrolüyle bağlantılı çeşitli meditasyon uygulamalarına uygulanabilir.

Başka bir deyişle, lung-gom-pa havada uçma yetisine sahip bir adam değil (kökeni lung kelimesinin yanlış yorumlanmasına dayanan bir inanç), basit bir bilinçli nefes alma işleviyle başlayan ve bunu derin bir ruhsal deneyimin temeli haline getirerek tüm psiko-fiziksel organizmanın ve uygulayıcının kişiliğinin dönüşümüyle sonuçlanan Prāṇāyāma’nın yogi uygulaması yoluyla Prāṇa’sını kontrol etmeyi öğrenmiş biridir.

Her insan bireyinde mevcut olan güçler ve yetiler yeniden kanalize edilir ve yeni bir yönde yoğunlaştırılır.

Bu nedenle lung-gom uygun bir şekilde ‘dinamik yaşamsal ilke üzerinde yoğunlaşma‘ olarak ifade edilebilir.

Fiziksel organizmamızın ve tüm maddi birleşme durumlarının dinamik doğasını, kendi kendine yeten bir dinamizm anlamında değil, çeşitli güçlerin işbirliğine ve etkileşimine ve nihayetinde bilincin temel (ve evrensel) yetilerine bağlı bir şey olarak ortaya koyar. Böylece, bedensel işlevler ve ilgili organlar üzerinde doğrudan bir etki mümkün olur, böylece psikofiziksel bir işbirliği kurulur: düşünce, hareket paralelliği ve ritim mevcut tüm güçleri kendi hizmetinde toplar.

Eğer kişi bir kuvvetin veya maddeleşme halinin bir diğerine dönüşümünün mümkün olduğu noktaya ulaşmışsa, görünüşte mucizevi nitelikte çeşitli etkiler üretebilir; örneğin psişik enerjinin bedensel harekete dönüşümü (her an farkında olmadan daha küçük ölçekte gerçekleştirdiğimiz bir mucize) veya maddenin aktif bir enerji haline dönüşümü, aynı zamanda ağırlığın azalması veya yerçekimi gücünün görünürde ortadan kalkması veya azalması ile sonuçlanır.

Budist meditasyonun orijinal sisteminde büyü gücüne erişmek yalnızca bir yan üründür ve kurtuluşu amaçlayan ve gizli güçlerin sergilenmesinden nefret eden daha yüksek yolda bir teşvikten ziyade bir tehlike olarak görülür.

Bununla beraber, Tibet’in kendine özgü koşulları bazen bu güçlerin belli bir dereceye kadar kullanılmasını gerekli kılmıştır, özellikle de doğa üstadın veya hemcinslerine hizmet etme arzusunun önüne aşılmaz engeller koyduğunda.

Böylece tum-mo aynı zamanda Yogilerin yakıtın neredeyse bulunmadığı çıplak dağlardaki mağaralarında ve inziva yerlerinde maruz kaldıkları sert Tibet kışları sırasında aşırı soğuğa karşı bir koruma işlevi görebilir.

Ancak, bunun tum-mo’nun amacı olmaktan çok uzak olduğu unutulmamalıdır; tum-mo tamamen ruhani bir amaçtır, yani aydınlanma ve varlığın bütünlüğü halini getiren içsel birleşme veya bütünleşmeye ulaşmaktır.

Lung-gom-pa bir kurtuluş yolu mu?

Benzer bir şekilde lung-gom-pa da kurtuluşun pek çok yolundan yalnızca biridir, ancak belirli koşullar altında bireyin uzak mesafeleri hızla kat etmesine yardımcı olabilir ki bu da iletişimin pek çok güçlükle dolu olduğu bir ülkede özel bir önem taşır.

İnsanların olağanüstü sihirli güçler elde etme hırsıyla bu eğitimi aldıkları görülebilir. Ancak onlardan talep edilen fedakarlık o kadar büyüktür ki, tam eğitimden geçebilen herkesin olağanüstü karaktere ve ruhani niteliklere sahip bir adam olması gerekir.

Ve böyle bir adam, egzersizlerini ne kadar ciddiyetle sürdürürse, başlangıçtaki tüm gururunu ve hırsını kısa sürede kaybedecektir, çünkü tüm eğitimi gurur ve hırsın kaynağını oluşturduğu egosunu güçlendirmeye değil, ondan vazgeçmeye dayanmaktadır.

Bu durum, birçoğu kendi çıkarları için doğaüstü güçler edinme fikriyle yola çıkan ve bu süreçte ya da bunları gerçekleştirdiklerinde, arzularının kaynağı olan ego duygusunun üstesinden geldikleri için bu tür dünyevi amaçlara olan ilgilerini kaybeden ünlü seksen dört ortaçağ Siddhasının (kelimenin tam anlamıyla: ‘Başarılı Olanlar’) popüler hikayelerinin birçoğuyla örneklendirilmiştir.

Burada yalnızca bir örnek, Siddha Kadgapā’nın öyküsü: Bir zamanlar bir yogi ile tanışan ve ona nasıl yenilmez olabileceğini soran bir soyguncu vardı. Yogi cevap vermiş: ‘Falanca yerde bir stūpa var. Oraya git ve sana vereceğim mantrayı okuyarak ve Sādhanā’yı uygulayarak üç hafta boyunca Avalokiteśvara’nın imgesiyle kutsal alanı tavaf et, Eğer bunu tam bir adanmışlık ve şaşmaz bir konsantrasyonla, zihnini başka yöne çevirmeden yaparsan, üçüncü haftanın sonunda stūpa’dan ölümcül siyah bir yılan çıkacaktır. Yılanı hemen başının arkasından yakalamalısın ve eğer Sādhanā’nı sadakatle yerine getirdiysen, yılan sana zarar vermeyecek ve yenilmezlik gücünü elde edeceksin.

Soyguncu yogiye teşekkür etti ve söyleneni yaptı. Kendini tüm kalbiyle belirtilen egzersize adadı ve sonunda korkutucu yılan stūpa’nın oyuk nişinden çıktığında onu başının arkasından yakaladı ve işte! Elinde yenilmez Bilgelik Kılıcını tutuyordu. Artık mucizevi güçlere ihtiyacı kalmamıştı ve bir aziz oldu. O zamandan beri Siddha Kadgapā, ‘Kılıçlı Aziz’ olarak bilinir.

 

Kaynaklar:

  • https://www.wisdomlib.org/buddhism/book/the-way-of-the-white-clouds/d/doc51709.html
  • https://www.wikiwand.com/en/Lung-gom-pa
  • https://encyclopediaofbuddhism.org/wiki/Lung-gom-pa

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*