İş Bulma İstatistikleri

İş Bulma İstatistikleri
İş Bulma İstatistikleri

İş arama sürecinde işinize yarayabilecek bazı tüyoları içeren bu iş bulma istatistikleri ile ilgili yazıyı paylaşmak istedim. TopResume de yayınlanmış bir makaleden derlediğim daha çok TopResume araştırmalarına dayanan ve ABD iş bulma istatistiklerini kendi deneyimlerimi ve ülkemizin şartlarını da düşünerek eklemelerimle paylaşıyorum. Keyifli okumalar.

İşlerin yüzde 60’ı internet üzerinden değil kişisel iletişim ağı (network) üzerinden bulunuyor

Bu istatistik sizin için ne anlama geliyor? İyi bir kişisel iletişim ağınız (network) yok ise hemen oluşturmaya başlayın. Kariyerin başında olan birisi için 5 yıl 10 yıl sonra nerede olmak istiyor ise ona göre kendisine bir yol haritası belirlemeli ve buna göre bir iletişim ağı oluşturmaya başlamasını öneririm. İlerde çalışmak istediğiniz şirkette çalışanlarla bağlantı kurmaya çalışın. O şirkette özellikle sizinle aynı üniversiteden mezun olmuş bir yöneticisi varsa şanslısınız! Hemen bağlantı talebinizi iletin ve şirketle ilgili kendi hedeflerinize yönelik sorularınızı iletin.

LinkedIn bu iletişim için doğru bir kanal. İlgilendiğiniz şirketin profesyonelleri ile bağlantı kurun ve şirketleriyle ilgilendiğinizi kendilerine bildirin. E-posta veya yüz yüze bilgilendirme amaçlı, neden orada çalışmak istediğinizi ve sektöre olan ilginizi ve arzunuzu iletin. Ardından, onlara uygun olabilecek herhangi bir iş pozisyonunda sizi düşünmelerini isteyin.

Yaşadığım bir tecrübeyi aktarmak isterim size; Erciyes Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğinde son sınıfta öğretim gören bir öğrenci arkadaşım LinkedIn üzerinden benimle iletişime geçti. Özellikle üniversite öğrencilerinin bağlantı taleplerini kabul ediyorum. Arkadaşım bölümün son senesinde uzatmalı olduğunu, beni şirketimizin web sitesinde yönetim ekibi içerisinden bularak iletişime geçtiğini, yöneticisi olduğum şirkette çalışmak istediğini iletti. Ayrıca sektöre duyduğu ilgisini, sistem mühendisliği alanında kendisini geliştirmeyi çok istediğini belirtti. Mesajı iletip arkasını bırakmadı ve talebini yineledi ve sürekli takip etti. Öğrenci arkadaşımızı önce yarı zamanlı, sonrasında da tam zamanlı olarak işine devam etti. Hala iş yaşamına o şirkette devam ediyor. 

İşe alım sorumlusuna ulaşmadan önce özgeçmişlerin yüzde 75’i reddediliyor

Ülkemizde ne kadar etkin kullanılıyor bilmiyorum ancak, çoğu özgeçmiş, başvuru takip sistemini (ATS-Application Tracker System) geçmez, yani insan gözü tarafından görülmez. Bunun nedeni, ATS’nin açık pozisyonlar için aldığı özgeçmişleri toplaması, sıralaması, taraması ve sıralaması ve format ve içeriğe göre “en az nitelikli” adayları reddetmesidir. Ayrıca anahtar kelime eksikliğinden dolayı iş tanımıyla eşleşmeyen özgeçmişleri de ortadan kaldırır. Her başvurunun iş tanımını iyice okumak için zaman ayırın ve öne çıkan tüm anahtar kelimeleri not edin. Ardından işe alım sorumlusunun eline geçmesine yardımcı olmak için bunları özgeçmişinize ekleyin. Her şey özgeçmiş olmasa da bu istatistik iyi hazırlanmış bir özgeçmişin önemini de vurgulamaktadır.

İşverenlerin yüzde 77’si LinkedIn’e güveniyor

Takip ettiğim bir çok paylaşım farklı söylese de;  LinkedIn güçlü bir iş arama aracı olarak görülüyor. İşe alım yapanların potansiyel adaylara ulaşması için iyi bir platform olduğu kesin.  Bu nedenle bir LinkedIn profiliniz yoksa veya bir süredir profilinize dokunmadıysanız, profilinizi bir an önce güncelleyin.

İşe alım uzmanları tarafından LinkedIn’de fark edilmenin anahtarı nedir? Profilinizi, uygun anahtar kelimeleri kullanarak deneyimleriniz ve becerilerinizle optimize edin, etkileyici bir profil özeti yazın, diğer kullanıcılarla etkileşim kurun, sektörünüzle ilgili önemli makaleler veya bulgular paylaşın ve aktif kalın.

Etkili bir LinkedIn profilini nasıl oluşturacağınızdan emin değilseniz yada yeniden yazmak için yardıma ihtiyacınız varsa bu konuda çalışan profesyonellere ulaşın.

İşverenlerin yüzde 54’ü adayları sosyal medya profillerine göre reddetti

Profesyonel olarak çalıştığım son dönemlerde işe alım yapacağımız kişilerle görüştükten sonra mutlaka ilgili sosyal medya hesaplarına kontrol etmeye başladık. Sosyal medya sizin hakkınızda çok ipucu veriyor. Pozisyon için ne kadar kalifiye olursanız olun, işverenler sizi olumsuz bir şekilde yansıtan bir şey bulursa, muhtemelen bir sonraki adayı değerlendireceklerdir.

Potansiyel işverenler başvuru süreciniz sırasında bir noktada sosyal medya profillerinizi gözden geçirmek zorunda olduğundan, şu ipuçlarını unutmayın: Göndermek üzere olduğunuz bir şeyin potansiyel olarak rahatsız edici olabileceğini düşünüyorsanız, yayınlamayın. Politika ve din gibi hassas konular hakkında yorumlarınızı ve öfkenizi minimumda tutun ve tabii ki şüpheli durumlarda kendi fotoğraflarınızı kaldırın. Bunların hepsi ve daha fazlası, işverenlerin sizi düşünmekten alıkoymasına neden olur.

Profesyonelce yazılmış bir özgeçmiş, kazanç potansiyelinizi yüzde 7 artırır

Bir TopResume araştırmasına göre , işe alım görevlileri, profesyonel olarak yazılmış bir özgeçmişe sahip adayların, kendi kendine yazılmış bir özgeçmişe sahip olanlardan yüzde yedi daha değerli olduğunu düşünüyor.

Özgeçmişinizde mutlaka bulunması gerekenler; Kariyerinizde yaptıklarınızı ve sizin güçlü yanlarınızı öne çıkartan bir özeti, yapmak istedikleriniz ve hayallerinizi yansıtması ve belirli bir düzeyde görsellik içermesi. Tüm bunları yaptığınızda, istediğiniz ücrete istediğiniz işi bulma olasılığınız yükseliyor.

Yüzlerce başvurandan sadece 5’i yüz yüze görüşme kazanıyor

Doğru işi bulmak bir sayı oyunudur – ne kadar çok özgeçmiş gönderirseniz, geri arama alma olasılığınız o kadar artar. Bir işe başvuranların son derece küçük bir yüzdesi aslında bir mülakata çağrılır ( yani 250 başvurudan sadece beşi ), bu nedenle daha fazla işe başvurarak şansınızı artırırsınız.

Tabii ki, başvurduğunuz işlerin uygun olduğundan emin olun. Sadece sayınızı artırmak için işlere başvurmayın. İlgilenmediğiniz bir iş için mülakat yapmak sadece işverenin ve sizin zamanınızı boşa harcayacaktır.

Halen çalışanların yüzde 70’inden fazlası yeni bir iş düşünüyor

Özgeçmişler için sınırlı sayıda geri arama, sayı oyununu oynamanın tek nedeni değildir. Sadece işi olmayanlarla rekabet etmediğinizi unutmayın. Aslında, mevcut çalışanların yarısından fazlası daha iyi iş fırsatlarına göz kulak oluyor, bu yüzden onlarla da mücadele etmelisiniz. Bir TopResume anketine göre , çalışanların yüzde 70’inden fazlası yeni iş fırsatına açık olduklarını belirtiyor.

Bu durum, işler için rekabetin yoğun olduğu anlamına geliyor. Bu nedenle, istediğiniz işi bulabilmek için kendinizi ve özgeçmişinizi mümkün olduğunca çok sayıda işveren ile buluşturun.

Ortalama iş arama 5 ay sürüyor

Bu istatistik ABD için, ülkemizde ve pandemi dönemini de düşündüğümüzde daha uzun sürdüğü kesindir. Bu nedenle, iş aram sürecinde size yardımcı olabilecek, görüşme becerilerinizi tazeleyebilecek, araştırmanızı yapabilecek ve değerinizi vurgulayan şık bir özgeçmiş oluşturabilecek diğer profesyonellerle bağlantı kurmaya devam etmeniz önemlidir.

Son olarak eklemek istediklerim;

“Networking” “Not Working” şeklinde bir deyim vardır profesyonel iş yaşamında. Ne kadar iletişim ağınız güçlü ise iş bulma süreciniz o kadar kısa sürer, bu kesin. Dolayısı ile iletişim ağı kurma konusuna özel bir çaba harcayın. LinkedIn gibi mecraları aktif kullanmak önemli ancak sadece sosyal mecralarda iletişim kurmanın dışına çıkmaya çalışın. Etkinlikleri takip edin, etkinliklerde insanlarla tanışın, etkinliklerde görev alın, sivil toplum kuruluşlarında görev alın, gönüllü projeler katılın, …. bu konuda iyi olduğunu düşündüğünüz insanları takip edin, onlara sorun.

Evet CV’nin formatı içinde yazanlar önemli ancak istatistiklerden de göreceğiniz gibi sadece 250 başvurudan 5’i görüşmeye çağrılıyor. Ayrıca sadece CV’yi inceleyerek o pozisyona ilgili kişinin uygun olmadığına karar vermek çok doğru gelmiyor bana. Eminim sadece CV’sini inceleyerek pozisyona uygun olmadığı düşünülen adaylarla yüz yüze görüşme imkanı verilse sonuç daha farklı olacaktır. Bu nedenle farklı bir yöntem izleyerek Video CV hazırlayıp bunu bir şekilde işe alım sorumlusunun izlemesini sağlayın! Hatta bu video LinkedIn profilinize ekli bulunsun!

Covid-19 pandemi süreci maalesef 2021 yılının en azından ilk yarısında da devam edecek görünüyor. Bu nedenle iş arama süreci uzayabilir, moralinizi bozmadan sürekli olarak kendinizi geliştirmeye çalışın. Mutlaka yeni şeyler öğrenin. Eğer mevcut mesleğinizle iş bulmakta zorlanıyorsanız kariyer değiştirip farklı iş alanlarına yönelebilirsiniz. İnternet üzerinden öğrenmenin ve kendinizi geliştirmenin sınırı yok. Unutmayın “oldum demek öldüm demek“!

Kariyerinin başında olan ve henüz üniversitede okuyan arkadaşlarım geleceğin mesleklerine mutlaka baksınlar. Word Economic Forum’un yayınladığı ve  Sertaç Doğanay Hocamızın da Türkçeye çevirdiği güzel bir rapora şu adresten ulaşabilirsiniz.

Pandemi ile birlikte uzaktan çalışma imkanı veren şirketlerin sayısı oldukça arttı. Sizde uzaktan çalışmak istiyorsanız şu linkteki yazıyı okumanızı öneririm. En iyi uzaktan çalışma iş ilanlarının yer aldığı 60 web sitesini içeriyor yazı.

Umutsuzluğa kapılmadan, her şeyin başında çok çalışmak geldiğini unutmayın!

Dilerim 2021 yılı sizin yılınız olur, hayalini kurduğunuz işinizin sahibi olursunuz!

Sağlıklı ve güzel bir yıl olması dileğiyle, mutlu yıllar.

 

Kaynak: https://www.topresume.com/career-advice/7-top-job-search-statistics

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*